21 Temmuz 2012 Cumartesi

KERPE



Antik ismi Kalpe olup, Helen dilinde çanak, çömlek, testi, küp anlamına gelmektedir. Tarihi M.Ö. beşinci yüzyıla kadar dayanmaktadır.Bitinya'nın bir limanı olup, Kefken Adası'nın yaklaşık 8 km. güney batısında kalmaktadır. Kalpe adından ilk olarak, Xenophon'un Anabasis'inde bahsedilir ve M.Ö.400'de Onbinler'in buraya gelmesinden bahsedilir.Bitinya Krallığı'nın ardından Roma, Bizans ve Ceneviz gemilerinin uğrağı haline gelen Kerpe, Osmanlı döneminde İstanbul'un odun, kömür, tomruk gibi ihtiyaçlarını sağlamıştır.Şirin tatil yöremiz Kerpe İlkçağ Bithynia’sının bir limanı olup Kefken Adası’nın yaklaşık 8 km. güney batısındadır.Eski adı Kalpe, Helen dilinde çanak, çömlek, testi, küp anlamına gelir.Kalpe adı ilk kez, (İ.Ö.) 400 ‘de ünlü Onbinler’in buraya gelmesiyle, Xenophon’un Anabasis’inde anılır. İran seferinin dönüşünde, Onbinler, Sinop ‘tan gemilerle Ereğli’ye gelmişler ve burada üçe bölünmüşlerdi. 4500 kişilik birinci bölüm, Ereğlililerden kiralanan gemilerle yola koyulmuş ; baskın edip tüm çevreyi (Anadolu o zaman İran. İmp. parçasıydı) talan etmek için Kalpe Limanı’na çıkmıştır.Ama işler umulduğu gibi gitmez ve Bithynia’lılar düşmanı öldürür ve geri kalanları tepeye sıkıştırarak kuşatmaya alır. Ancak ordunun diğer bölümünün geldiğini haber alan Bithynia’lılar kuşatmayı kaldırarak geri çekilir. Kalpe Limanında birleşen üç grup ölülerini gömer ve tümülüs yaparlar.Xenophon kurban ciğeri falında başkomutanlığın ona hayırlı olmayacağını öğrendiği için , başkomutanlığı Neon’a bırakır. Yörede birkaç gün konakladıktan sonra yiyeceğin tükenmesi nedeniyle çapul akınlarına başlarlar. İranlı Satrap Phrnabazos’un atlıları , bir akıncı koluna saldırır ve 500′den fazla asker öldürür. Aynı akşam Bithynia’lılar da, Kalpe Limanı’nda, yarımadada konaklamış olan ordunun ileri karakollarına saldırırlar, birçok askeri öldürürler. Ertesi gün, ordu çapul akınını toplu olarak yürütmek amacıyla kentin iç bölümlerine köylere uzanır. Orada da Pharnabazos’un gönderdiği ; Spithridates ve Rhathines komutasındaki satraplık ordusu görülür; ancak savaşı Onbinler kazanır.Kerpe, Kocaeli’nin Kandıra ilçesine bağlı, batı karadeniz kıyısında küçük bir yerleşim alanıdır. Antik ismi Kalpe olan ve İ.Ö. beşinci yüzyıla kadar giden eski ve önemli bir yerdir. Karadeniz sahilinde doğal korunaklı bir liman olan Kerpe koyu yedinci yüzyılda Miletli veya Megaralı kolonistlerce karadeniz deniz ticaret yollarının kullanılması ve korunması amacıyla bir üs-pazar yeri(emporion) ve liman kenti olarak kuruldu.Kerpe Bitinya Krallığı’nın ardından Roma, Bizans ve Ceneviz gemilerinin uğrağı haline gelmiştir. Osmanlı döneminde Istanbul’un odun, kömür, tomruk gibi ihtiyaçları Kerpe’den sağlanmıştır.Stratejik konumu nedeniyle Roma ve Bizans dönemlerinde de yerleşim devam etti. Aynı zamanda Ceneviz gemilerinin de uğrağı haline gelen Kerpe, Osmanlı döneminde ise İstanbul’un odun ve odun kömürü ihtiyacını karşılamıştır.Eskiden pek bilinmeyen Kerpe, tanıyanların kıskançlıkla kendilerine sakladıkları bir yerdi. Yıllarca, eletriksiz, susuz hatta yolsuz olmasına rağmen tutkunları tarafından vazgeçilemeyen bir yerleşim yeriydi. Günümüzde de yol sorunu bulunmaktadır yine de Kerpe’ ye olan talep çok daha artmıştır.
Devamını oku

EDREMİT

A- AKÇAY: Edremit'e 9 km mesafedeki Akçay Mahallesi ve sahil şeridi başlı başına bir plajlar merkezidir. Akçay sahilinin her yerinden denize girmek mümkündür. Ayrıca Sarıkız Plajı, Edremit Belediye Halk Plajı ve Zeytinli Belediyesi halk plajı olmak üzere üç önemli halka açık plajı vardır. Ayrıca Akçay Turban Tatil köyü Plajı ücret karşılığı son yıllarda kısmen halka açılmıştır. Akçay bol ve soğuk artezyen suları ile üne kavuşmuştur. Bu soğuk su fışkırtan artezyenlere karanın dışında denizde de rastlanır ki bu Akçay'ımızın Türkiyede değil dünyada dahi zor rastlanır özelliğidir.
Devamını oku

KARAMÜRSEL

Orhan Gazi'nin büyük oğlu Koca Eli Sancak Beyi Süleyman Paşa (1337'de sancak beyi olmuştur), İzmit'i almak için baskı kurarken, İzmit'in güney sahilini fethetmesi için Türklerin ilkKaptan-ı Deryası olan Deniz kumandanı Kara lakaplı Mürsel Alp'i memur tayin etmiştir. Böylece uygun bir limanda gemiler inşa edilecek bu da İzmit'in haberleşme ve ulaşımını kesmeye yarayacaktır. Kaptan-ı Derya Karamürsel Alp tarafından 1326'da kurulan ilk donanma ile 1327'de görev yerine getirilmiş ve bu bölgede kendisi tarafından kurulan kasabaya Karamürsel denilmiştir. Zamanında ilk kez burada yapılan küçük gemilere de Karamürsel denmesi bundandır.






Tarihi
Karamürsel tarihi ve coğrafi yapısından ve Anadolu’daki çeşitli uygarlıklara köprü olma konumundan dolayı değişik kültürlerin de merkezi halini almıştır. Bu nedenle ‘Uygarlıkların Bahçesi’ olarak adlandırılır. Güzel Anadolu’nun tarihi süreç içindeki yaşam çeşitliliği, bizlere bugüne kadar kesintisiz intikal eden kültürel zenginlikler sağlamıştır. Sonra Anadolu da dışarıdan gelen göçlerinde onun kültür birikimlerine yeni lezzetler kattığını belirtmek gerekir. Karamürsel’in de bir Anadolu kenti olarak kültürel bağlamda kendisine özgü özellikleri mevcuttur.’Ufacık tefecik gördün de Karamürsel sepetimi sandın?’ deyimi bile halk el sanatının edebi bir hicivle kültürel mesajlara dönüşmesine katkı sağlayabilecek güzel bir örnektir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Karamürsel’in kimlik dokusunun ilk oluşumunda halk dilinde ‘Manavlar’ diye tabir edilen Oğuzların Kayı boyundan gelme Türkmen – Yörük Etnik yapısı mevcuttur. Osmanlıların ‘reaya’ dedikleri Rum ve Ermeni varlığı da, bu bölgenin soysak ve kültürel yapısına tesir etmiştir. Önemli ölçüde göç alan Karamürsel, hiç şüphesiz ÇerkezBoşnakLaz ve Gürcü ler diye adlandırılan diğer etnik kimlikli ailelerin gelenek ve ananeleriyle daha da güçlü bir sosyal yapıya ulaşmıştır. Bu zengin kültür mozaiğinin giyim kuşamdan yiyeceklere, inanç ve günlük hayattan, toplumsal yaşam biçimine kadar her alanda ayırım ve kayırımdan uzak karma bir bütünlük sergilemiştir.
Karamürsel de giyim kuşamda en gözde kostüm bindallı olmuştur. Has kadife ya da saten üzerine özel simlerle hazırlanan bu tören kıyafeti, özel günler ve bayramlar için sandıklarda saklana gelmiştir. Bu tip kostümler artık bugün çok azalmıştır. Eski tarihlerde Karamürsel'de önemli ölçüde yaş koza üretilmesine rağmen ipek halıcılık ancak 1975li yıllardan sonra ilçenin köylerinde gelişme göstermiştir. Komşu belde Hereke’nin bunda etkisi büyüktür. Ancak oya ve sarma gibi ince el ve oya işlerinin Karamürsel’in köylerinde yoğun bir şekilde gerçekleştiği yıllar yaşanmıştır. Öyle ki, ‘Sarma İşi İşlemeciliği’ bu ilçede kendine özgü bir şekilde oluşmuş, gelişmiş el emeği göz nuru olarak, Karamürsel’in el sanatlarında, seçkin yerini almıştır.
Soğuk savaş döneminde ABD'nin en büyük dinleme üslerinden biri de 1950li yılların sonunda Karamürsel'de kurulmuştur. 1977 yılına kadar faaliyette olan üs özellikle Sovyetler Birliğinin uzay faaliyetlerini dinleme görevini yürütmüştür. Üs bünyesindeki devasa anten "Fil Kafesi" olarak da anılırdı. Üssün faaliyette olduğu dönemde çok sayıda Amerikalı aile Karamürsel'de yaşamıştır.
Karamürsel'de bir mahallenin adı halk arasında hala "Amerikan Mahallesi" olarak anılır.
Karamürsel 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Mw 7,6 büyüklüğündeki depremde hasara uğramış 164 can kaybı olmuştur, ilçe depremden sonra önemli bir yapılanmaya girmiş tekrar canlı günlerine kavuşma yoluna hızla girmiştir.
Devamını oku

ÇINARCIK


 Çınarcık, Yalova’nın bir ilçesidir. Yalova'nın merkez dışındaki en büyük ilçesidir. Kış aylarında nüfusu yaklaşık 11.000 iken, yaz aylarında bu sayı bazen 150.000'i geçebilmektedir. Böylece çok popüler bir yazlık yeri olduğu anlaşılmaktadır. Bunun sebebi ise Türkiye'nin en kalabalık ili olan İstanbul'a yakınlığıdır. Sadece bir hafta sonu geçirmek için bile uygundur.İlçenin bulunduğu topraklar, Milat'tan 3-4 bin yıl önce kurulmuş yerleşim merkezlerindendir. Bölge sırasıyla; Frigyalılar, Kimiryalılar ve Vitrinyalılar'ın hakimiyetinde kaldıktan sonra M.Ö.74 yılında Roma Devleti'ne geçmiştir. Roma döneminden kalan bazı kalıntılara Çınarcık ilçesi ve köylerinde rastlamak 
mümkündür.

Çınarcık uzun yıllar süren Bizans hakimiyetinin ardından 1307 yılında Osman Bey tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarında üç kez işgal edilmiş ve en son 19 Temmuz 1921 tarihinde düşman işgalinden tamamıyla kurtarılmıştır. Rum döneminde adı 'temiz havası olan şehir' anlamına gelen KİO olan ilçenin günümüzdeki adının tam olarak nereden geldiği bilinmemektedir.
Çınarcık'a yakın gezip görülecek yerler arasında; Termal, Esenköy, Erikli Yaylası bulunmaktadır.
Devamını oku

AMASRA

Ayandon fırtınasından kocakarı soğuklarına, kestane karasından pastırma yazına kadar iklim ve coğrafyanın el ele yaşandığı harika bir liman kentidir Amasra. Denize doğru bir kulaç gibi atılmış yarımada ve adaları ile hep doğadan gelecek olan ve ona verilecek olan nimetlerin kalesidir. İki adalı, iki koylu beş tepeli Amasra yarımadası, Karadeniz'in sanki 'seni ben yetiştirdim' diyerek ana karadan koparıp almak istediği üzüm salkımı gibidir. O yarımada ve adalar mi denize doğru uzanır, yoksa o ismi kara deniz mi karaya sığınmak ister ve girer toprağın bağrına anlayamazsınız. İşte bu tutkulu sarmaş dolaş oluşun, deniz ile karanın çocuğudur Amasra.
Devamını oku

PAMUKKALE

Pamukkale, güneybatı Türkiye’deki Denizli ilinde doğal bir mevkidir. Kent kaplıcaları ve akan sulardan kalan karbonat mineralleri teraslarını, travertenleri kaplamaktadır. Türkiye’nin Ege bölgesinde, ılıman bir iklimi olan Menderes Nehri vadisinde bulunur.Eski Hierapolis kenti, toplam2700 m uzunluğunda, 600 mgenişliğinde ve 1600 m yüksekliğinde beyaz ‘’kalenin’’ üzerine inşa edilmişti. Pamukkale, Denizli’nin 20 km uzaktaki merkezindeki vadinin karşı tarafındaki tepelerden görülebilir. 5-10 km yakınında Laodikya Antik kenti bulunur. 5 km ilerisinde ise uluslar arası bir termal merkez olan Karahayıt köyü vardır. Pamukkale UNESCO tarafından belirlenen Dünya Miras Listesi’nde yer alır.




Turizm başlıca endüstridir. İnsanlar binlerce yıldır havuzlarında yıkanmıştır. Daha 20. yüzyılın ortalarında, Heropolis kalıntıları üzerine, önemli hasara neden olan oteller yapıldı. Vadiden terasların üstüne bir yaklaşım yolu yapıldı ve motosikletlerin yamaçlarına çıkmalarına ve inmelerine izin verildi. Bölgenin bir dünya miras mevkisi olduğu bildirildiğinde, oteller yıkıldı, yol kaldırıldı ve yapay havuzlar ile yeri değiştirildi. Suyun içinde ayakkabı giymek katmanları korumak için yasaklandı.
Devamını oku

BODRUM

Bodrum, Muğla ili'nin 12 ilçesinden birisi ve ilçenin yönetim merkezi olan şehir.
İlçe günümüzde önemli bir turizm merkezi olması ile anılmaktadır ki bunda Bodrum'un kendine has bazı özellikleri olması etkilidir. Bodrum sadece Türkiye'de değil dünyada da turizm açısından bilinen bir ilçedir.


Etimoloji
Bodrum'un antik çağdaki adı Halikarnassos'dur. Türkçe Halikarnas olarak okunmuştur. Aziz Petrus Kalesi (Castle of St. Peter) adı verilen kale ile birlikte şehrin Aziz Petrus'a adanmasıyla şehre Petrium adı verilmiştir. Bu isim zaman içerisinde önce petrum sonrapotrum ve en sonunda Bodrum olarak okunur olmuştur.
Devamını oku